İnsanların dikkate almadığı bir mantık “deprem”. Deprem nasıl oluşur ve yıkıcı etkisi nasıl yüksek olur bu bilim mantığında çok şeyler gizli. Depremin yıkıcı olması için şiddetinin yüksek olması ve insanların buna hazır olmamasıdır .
Deprem eğer çok miktarda sıkışır ve boşalamazsa boşalma kırılma sırasında çok şiddetli ,tesiri güçlü olur. Çok miktarda sıkışması sağlam bir karşıkoymanın (statik) olmasındandır. Zayıf zeminlerde, küçük birikimlerde hemen boşalır ve birikim oluşmaz, birikim oluşmadığı için az tesirli olur.
Peki bu birikme nasıl anlaşılacak , işte eğer bu birikim sıkıştırması ve zemin tanımlaması yapılabilindiği zaman tedbir alınabilinir.
Çalışma ve yaşam hayatının “en zaralı çalışması yanlış göstergelerdir”. Yani siz eğer yanlış bilgilendirme ile hesap ve plan yaparsanız asla ondan doğru sonuç alamazsınız.
Yalış göstergeler bir Tsunami (algılanamayacak) olarak sonucu etkileyecektir ,yani “ üstünde yüzdüğünüz denizin altındaki haraketi anlıyamazsınız” ama o derin haraket su yüzüne çıkınca sizde hiçbir şekilde önleyemeyeceğiniz hasar yapar.
Fizikte bunun gibi algılanamıyacak bir sürü olay var ve Dünyayı yöneten “asıl büyük yöneticiler” bu “Piyasa oyuncusu” elemanları ile çeşitli senaryolarla Dünyayı yönetmektedirler.
Bunların bir kısmı insanın beş duyusu ile algılanamaz ,bu yüzden insanlar doğru karar verecek bilgilerden “maalesef yoksunlar” anca çok gelişmiş ve sürekli takip eden ,Fizik kurallarını beyninde geliştirmiş İnsanlar akış mantığından bunları (Sensor) algılayabilmektedir .
Fakat İnsanlar’ın haber alma yollarına “Dünya yöneticilerinin” tedbir alıp koyduğu bariyerler İnsanlar’a bu bilgilerin ulaşmasına engel çıkarmaktadır.
İnsanlar borçlanmaya teşfik edilmekte ve sonra onların ödeme yolları kesilmekte, ödeme zorluğuna düşen İnsanlar ellerindeki kalan diğer varlıklarını’da vadeli ödemeleri’ni ödemek için tüketmektedir.
Hiçbir zaman tüketim için borçlanmayı Ülkeyi yöneten İnsanlar yönettikleri İnsanlara tavsiye edemez, hatta bu konuda tedbir almak yöneticilerin kesinlikle görevidir, çünkü “yıkılan toplumu” hiçbir yönetici idare edemez.
Yöneticilerin en önemli görevi Tsunami (sensörlenmesi zor) bilgileri’ni yönettikleri İnsanlar’a önceden bildirip ,çözümün İnsanlar tarafından tedbir alınarak hasarsız geçiştirilmesini sağlamaktır.
Ama bazı yöneticilerin, İnsanları “teselli” veya “farkettirmeden”, yani “telaşsız bu Tsunami (algılanamaz) gücünü atlatmak”, “İnsanları telaşa vermemek” için bilgilendirmemeleri, İnsanlarda hem sorunsuzluk, hem tedbirsizlik’ten doğan “hasarı önliyememe” durumu oluşturur.
Doğru olan, önceden yeteri” kadar bilgiledirmek”; hatta çarelerini’de üretmek “yöneten insanların asıl ve mecburi görevdir” .
Çünkü bu” yanlış bilgi “yanlış hesaba, yanlış hesap’ta bir Devletin yıkılmasına neden olur.
Hele yöneticiler Para değerlerini “dengesiz” yani olması gereken değerinde göstermezlerse o zaman“üretülen mal pazarda asla alıcı bulamaz” ;çünkü “değerinden fazlaya pazarlanamaz” , ”kimse böyle bir alışveriş yapmaz” o zaman “üretilen mal elde kalır “ve “üretim yapan insanlar işsiz kalır”.
İşsiszlik bir Ülkenin tüketimde “borçlanmasını arttırır”, borçlanma ödemesi “eldeki servetle ödenir” .Bu dengesiz ticaretin adı “Cari Açık” tır.
Bir zaman içinde Ülkenin taşınmaz malları yabancıya “borç gereği” verilir ve bir” Ülke erir”
gider.
.
17/12/2012 – 19:19:55 YENİÇAĞ GAZETESİ
.
Kraliçe Elizabeth’ten altın teftişi
Banka yetkilisinin ’Krizler deprem gibi. Tahmin etmesi zor. İnsanlar da riskin iyi yönetildiğini düşündüğünden konuya ilgisiz kalıyor’demesini üzerine II. Elizabeth, “Biraz gevşek davranıyorlar, değil mi?” yorumunda bulundu.